Ekim ayında başlayan ırgatlık,ağustos ayına kadar sürerdi. Haziran ayında ırgatlık telaşı başlardı. Tırpanlar, oraklar,kağnı arabaları,anadutlar.diğrenler,tırmıklar hazırlanırdı. Önce arpalardan başlanırdı. Biçilen ekinler deste yapılırdı. Harmanlar hazırlanırdı. Ekinler kağnı arabaları ile harmana getirilirdi. Tepecik yapılırdı.Kağnı arabalarının çıkardığı sesleri hiç unutamıyorum. Aileler birbirlerine yardım ederlerdi. Tarlalardaki işler bitince.harmandaki işler başlardı.Düvenler hazırlanırdı. Düvenle ezilen ekinler toplanırdı.Rüzgarın esmesi beklenirdi
Güz bitiminde öküzler ırmağa getirilir, sabunla iyice yıkanırdı.
KARA SABANLA TARLA SÜRÜLÜYOR.
Kara sabanı kullanmak özel beceri ister. Belli bir derinlikte sürmek bir hayli zahmetlidir. Uzun ömürlü olmayıp, kurak toprağı sürerken kırıldığı dahi olur.
TABAN
HARMAN YERİ-DÜVEN
Köylerde genel olarak harman yerleri ve samanlıklar bir arada olur. Harman yerleri rüzgar alan hakim tepelik yerlerde ve evlere yakın bölgelere kurulmuştur. Harman makinasından önce samanlıklar önündeki düz alana buğday desteleri saçılarak, üzerinde dövenle harman hasatı yapılırdı.
Bu alanın çevresine tarladan getirilen buğday yığınları yığılır. Mısır hasatı yapıldıktan sonra, sap desteleri veya İlkbaharda biçilen çayır otları kurutulduktan sonra otluk yığınları yığılırdı.
BAŞAKLAR POTOSA ATILIYOR
Tınaz sağurmak saatler süren zahmetli bir iştir. Hele bir de rüzgar esmez ise oturup rüzgar beklenir. Kaba ayrıştırma işi böylece biter. Kalbur denilen bir nevi elek içine doldurulan ince buğdaylı saman yığıntısı yukarıdan aşağıya silkelenerek dökülür.
Geri kalan çoğunluk artık buğday taneleridir. Kalan taneler orta elekten geçirilerek, çuvala doldurulur. Tarif ettiğimiz harman alma işi gün doğmadan başlayıp, akşam gün batımına kadar süren oldukça yorucu ve zahmetli bir iştir.
SAMANLAR SAMANLIĞA KOYULUYOR
Havanın sıcaklığıyla gevremiş buğday başakları içinden buğday taneleri çıkıp, gövdeleri saman oluncaya kadar bir müddet sağa, sonra da sola dönülerek sayısız turlar atılırdı. Tamamen saman oluşumu ve buğday ayrışımları gözlendiğinde artık dövenler kenara alınır. Harman üstündeki kaba saman yığıntıları dirgen el aleti ile sağrularak samanlık içine doldurulurdu. Geriye kalan ince samanlı buğday karışık halde tepeleme yığılarak toplanırdı. Yığıntı etrafında birkaç kişi havanın rüzgarlı olması anında yukarı sağrularak, ki buna tınaz denir, içindeki ince saman ayrışana kadar yukarı sağrulurdu.
DÜVEN
HARMAN YERİ
Tarımın en yoğun yapıldığı yıllarda bölgemiz ve köyümüz tarlalarında biçilmiş ve deste yapılmış buğday hasatı resimde görülen bu arabalara yüklenerek harman yerine getirilirdi.
Yine resimde görüldüğü gibi arabaya dayalı duran ve boyunduruk denilen koşum aletine, bir çift öküz veya manda koşulur. Ekin desteleri yüklenip sıkıca bağlandıktan sonra, yüklü ekin arabası, boyunduruğa koşulmuş hayvanlarla yol boyu çekilerek harman yerine getirilirdi
KAĞNI
1975 yılından sonra makinalı tarımın bir faydalı aleti sayesinde harman almak çok basitleşmiş. Yüzyıllardır güneş altında insanlarımız, gün boyu gerek kendileri gerek koşum hayvanları sabahtan akşama eziyet çekmişlerdir.
Döğenle harman almaktan makinalı potosa geçiş, köyülümüz ve bölgemiz için tarımın yoğun yapıldığı son dönemlerinde bir devrim olmuştur.
Eski klasik yöntemle günlerce süren harman alma işi, harman makinası ile max. 7 – 8 saat te alınmış olurdu.
Harman makinasından çıkan saman gayet ince ve hayvanların rahatlıkla yiyebileceği şekilde çıkar.
Harman makinasında buğday, elenmiş halde direkt çuvala doldurulur. Dolan çuval makina altından kenara alınarak ağzı bağlanır.
Makina çevresinde adeta tozdan göz gözü görmez. İnsanların yüzü gözü toz içinde kalır.
Sonuç olarak harman makinasının ağzından çıkan saman ortaya yığılır. Harman işi bitiminde çoluk çocuk beraberce samanlığa doldurulu
(Resimler alıntıdır. Yapanların eline sağlık)
Selami ALKAN (SND) Safranbolu / 2007