Vali: | |
İstatistikler | |
Nüfus (2010) | 476.096 |
268.349 | |
207.747 | |
15.823 km² | |
Genel bilgiler | |
0354 | |
Valilik Web sitesi |
Yozgat ili, Türkiye Cumhuriyeti'nin İç Anadolu Bölgesinde yer alan bir ildir. 2010 TUIK verilerine göre ilimizde merkez ilceyle beraber 14 ilce, 51 belde ve 556 köy vardir. Yozgat 14 ilçeden oluşmaktadır; Akdağmadeni, Aydıncık, Boğazlıyan, Çandır, Çayıralan, Çekerek, Kadışehri, Saraykent, Sarıkaya, Şefaatli, Sorgun, Yenifakılı, Yerköy ve Yozgat Merkez ilçedir.
Nüfus
İlin nüfusu 2000 yılına kadar sürekli artmış, fakat bundan sonra düşüşe başlamıştır. 1960-2000 yılları arası ilin nüfusu %69,7 artmıştır. Bu dönemde yıllık nüfus artış hızı ortalama %1,7 olmuştur. Yozgat, 2007 yılı nüfus bilgilerine göre 732.127 kişidir. 384.674'ü erkek, 347.453'ü kadındır. İlin %53,72'si erkek, %46,28'i kadındır.[1] [2]
Yozgat, 2008 yılı nüfus bilgilerine göre 732.127kişidir. 384.674'i erkek, 347.453'i kadındır. İlin, %53,98'i erkek, %46,02'si kadındır.[3] [4]
Yıllara göre il nüfus verileri | |
732.127 | |
711.964 | |
682.919 | |
614.259 | |
578.719 | |
545.301 | |
504.433 | |
500.371 | |
464.410 | |
437.883 | |
402.400 |
İlin yaş ortalaması oldukça gençtir. Özellikle 10-14 ve 15-19 yaş grubunun nüfusa oranı yüksektir.[5]
Şive
Türkçenin Yozgat ilinde kullanılan şivesinin Batı Anadolu ağızları içindeki konumu Prof. Dr. Leyla Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması (Türk Dil Kurumu yayınları: 630, Ankara 1996) adlı çalışmasına göre şöyledir:
İklim
Yozgat ilinde yazlar sıcak ve kurak kışlar ise yağışlıdır. Yaz ile kış, gece ile gündüz arasında çok küçük ısı farkı vardır. Isı 23 °C ile + 24,1 °C arasında seyreder. Senenin 40 günü yağışlı geçer ve 20 günü 6 altındadır. Senelik yağış ortalaması 951 mm’dir.
Bitki örtüsü: Yozgat il topraklarının % 56’sı ekili-dikili alanlardan, % 28’i ormanlardan, % 15’i çayır ve mer’alardan ibârettir. Akdağlar, Bozok Yaylasının tepeleri ile Merkez ilçede 962 hektarlık bir bölge orman ve fundalıklarla kaplıdır.Ayrıca şirin bir tatil beldemizdir.Ülkemizde tatil cennetlerinde ilk 5'e girmiştir
Coğrafi konum
Yozgat ili, İç Anadolu Bölgesi'nin Orta Kızılırmak Bölümü'nde Bozok Platosu üzerinde yer almaktadır.
Ankara–Sivas karayolu ile Samsun-Kayseri-Mersin karayolları Yozgat'tan geçmektedir. Bu yollar, uluslararası taşımacılıkta önemli bir yere sahiptir. Ülkemizden ve Avrupa ülkelerinden Ortadoğu'ya yapılan ticaret, bu yolların önemini daha da artırmaktadır. Kuzeyde; Çorum, Amasya, Tokat, doğuda; Sivas, güneyde; Kayseri, Nevşehir, batıda; Kırşehir, Kırıkkale illeri ile komşudur.
İlin doğusu ile batısı arasında yaklaşık 8 dakikalık bir fark vardır. Yozgat, alan bakımından Türkiye'nin 15. ilidir. İzdüşüm alanı 13597 km², gerçek alanı ise 14123 km²'dir. İl geneli fazla dağlık değildir.
Eğitim
İlde, yüksek lisans düzeyinde eğitim veren Bozok Üniversitesi vardır. Bunun yanı sıra ilde Fen lisesi, Anadolu Öğretmen lisesi, Turizm Otelcilik Meslek lisesi ve Anadolu lisesi Eğitim seviyesi Türkiye ortalamasının altındadır.Bunun dışında Yozgat Lisesi Yozgat merkezinde olup Yozgat merkezinin ilk lisesidir.
Ekonomi
Tarım
İlin ekonomisi büyük oranda tarıma dayalıdır. Yer şekilleri %98,8 oranında tarıma imkân vermektedir. İlde, yarı kurak iklim şartlarından dolayı, kuru tarım yaygınlaşmış ve ürün çeşitleri azalmıştır. İlde yoğun olarak, tahıllar ve baklagiller yetiştirilmektedir. Bunların yanı sıra sulu tarım alanlarında şekerpancarı, ayçiçeği, patates ve soğan türü ürünler yetiştirilmektedir. Sulanabilir alanlar sınırlı olduğu için, il tarımında sebze üretiminin önemi azdır. İklimin sert oluşu ve depolama olanaklarının azlığından dolayı, meyve üretimi büyük boyutlarda değildir. Elma, armut, kayısı, vişne, üzüm, ayva, badem ve ceviz yetiştirilen başlıca meyvelerdir.
Hayvancılık
İl ekonomisinde tarımın yanı sıra hayvancılıkta önemli bir gelir kaynağıdır. Bozkırların geniş yer kaplaması küçükbaş hayvancılığın yaygınlaşmasına ortam hazırlamıştır. Hayvancılık genelde tarımsal faaliyetlerle bir arada yapılmakta olup, mera hayvancılığı biçimindedir. Son yıllarda hayvan soylarının ıslahı çalışmaları ve hayvansal ürünleri değerlendirmeye yönelik sanayi faaliyetleri ile hayvancılık alanında canlanma olmuş, modern işletmeler kurulmaya başlamıştır. İlde, küçükbaş hayvanlardan; akkaraman koyunu, kıl ve tiftik keçisi, büyükbaş havyanlardan sığır ve manda gibi cinsler beslenmektedir. Deri üretimi Yozgat'ın önemli gelir kaynaklarındandır. Son yıllarda kümes hayvancılığında da önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Küçük ölçekli tavuk çiftliklerinde, modern yöntemlerle üretim yapılmakta olup, özellikle 1995 yılından itibaren yumurta üretiminde belirgin artışlar olmuştur.
Ormancılık
İl topraklarının %18,24'ünü kaplayan ormanlar Akdağmadeni, Aydıncık, Çandır, Çayıralan, Çekerek, Kadışehri ve Saraykent'te yoğunlaşmıştır. Boğazlıyan ve Yenifakılı ilçelerinde ise orman örtüsü neredeyse hiç yoktur. İlde ormanları işletmek ve korumak üzere toplam üç işletme müdürlüğü mevcuttur.
Orman alanlarına bağlı olarak ormancılık yapılmaktadır.
Tarih
Yozgat ili Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden biridir. Alişar Höyüğünde 5000 sene önceye âit eserler bulunmuştur. Yozgat il toprakları Anadolu’da ilk siyâsî birliği kuran veAnadolu’da târih devrinin başlangıcı kabul edilen Hititlerin sınırları içinde ve en kalabalık yerleşme merkezlerinden biriydi. M.Ö. 1500-2000 yılları arasında kurulan Hitit Krallığının merkezi Hattuşaş, Yozgat il sınırına oldukça yakındır.
Sâmi Asurlular Kızılırmak’ı geçerek buraya kadar gelmişlerse de, bu bölgeye hâkim olamamışlardır. Frikya ve Lidya krallıkları bu bölgeye devamlı hâkim olamadılar.
M.Ö. 6. asırda Presler Anadolu’nun mühim kısmını ve bu bölgeyi istilâ ettiler. M.Ö. 4. asırda Makedonya Kralı İskender, Pers Devletini yenerek Anadolu ve İran’ı krallığına kattı. İskender’in ölümü üzerine imparatorluk komutanları arasında taksim edilerek Anadolu, Asya İmparatorluğu (Selevkoslar Devleti)nin payına düştü. Az sonra bu bölge Kapadokya Krallığına geçerek Kayseri’den idâre edilmiştir.
M.Ö. 1. asırda Roma İmparatorluğu bütün Anadolu gibi bu bölgeyi de kendi toprakları içine kattı. M.S. 395 senesinde Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Anadolu Doğu Roma (Bizans)nın payına düştü.
İslâm orduları ve Sâsânîler zaman zaman Bizans’ın elindeki bu bölgeye akınlar yapmışlarsa da bu bölgeyi devamlı olarak ellerinde tutamadılar.
1071 Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu fâtihi ve Anadolu’da ilk Türk devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Gâzi Süleymân Şah başkumandanlığındaki Selçuklu Oğuz orduları, bütün Anadolu gibi Yozgat bölgesini de fethederek 1077’de kurulan Selçuklu Türk Devletine kattı. Bir ara Danişmendoğullarının nüfûzuna giren bu bölge, devamlı Konya’ya yâni, Anadolu Selçuklu Türk Devletine bağlı kaldı. 1308’de Selçukoğulları Hânedanı düşünce, Anadolu gibi bu bölge de İlhanlı Devletine bağlandı.
İlhanlıların sonuncu Anadolu Genel Vâlisi Uygur Türklerinden Eratna Bey 1335’te Sivas’ta istiklâlini îlân edince bu bölge Eretna Beyliğine geçti. Bu topraklar 1380’de Selçukoğullarından Melik Rükneddîn’e intikal etti. 1398’de Kâdı Burhâneddîn öldürülünce Sultan Yıldırım Bâyezîd Han bu bölgeyi 1398’de Osmanlı Devletine kattı.
Tîmûr Han 1402-1403 senelerinde Yozgat’ı ele geçirdi. Tîmûr Han Anadolu’yu terk edince Çelebi Sultan Mehmed Han bu bölgeyi Osmanlı Devleti sınırlarına yeniden kattı. Bu târihten îtibâren Osmanlı Devleti yıkılıncaya kadar Yozgat bir İç Anadolu şehri olarak Osmanlı idâresinde yaşadı.
Türkmen beylerinden Çapanoğlu Ahmed Paşa Yozgat’ı yeni baştan îmâr etti. Bu zat 1762-1813 arasında 51 yıl vâlilik yaptı. Bir ara Çorum, Kayseri, Ankara, Amasya, Çankırı, Niğde, Tarsus bu âilenin idâresine verildi. Sultan İkinci Mahmûd Han zamânında idârî değişiklikler olunca, Üçüncü Çapanoğlu Süleymân Beyin büyük oğlu Celâleddîn Paşa vezir (mareşal) olarak devlet hizmetinde çalıştı. Diyarbakır, Halep, Maraş, Erzurum, Adana ve Kayseri vâliliği yaptı ve 1846’da vefât etti. Çapan (Çapar) veya Cebbaroğullarından Ahmed Paşa ve oğulları Hacı Mustafa ile Süleymân Bey; Ömer Ağa ve Müderris Abdülcebbar ve Abdülfettah Efendiler bu âileden olup, devlete büyük hizmetleri oldu.
Osmanlı devrinde “Bozok” denilen ve aşağı yukarı bugünkü Yozgat topraklarını içine alan Sancak (vilâyet), Sivas Beylerbeyliğinin (eyâletinin) 8 sancağından biriydi. Tanzimattan sonra ise Ankara vilâyetinin (eyâletinin) beş sancağından biri oldu. Üç kazâsı vardı.
Cumhûriyet devrinde sancaklara (mutasarrıflıklara) vilâyet (il) denilince Yozgat vilâyet oldu.
Yozgat adının verilmesi
İlin asıl adı "Bozok" olup,zamanla Yoz olarak değiştirilmiştir.Atatürk, Yoz yerine "gat" katalim demis.Böylece "Yozgat" olmus.Oğuzların; "Bozok" koluna mensup Türkmenlerin bu bölgeye akınıyla birlikte, yöre "Bozok" ismiyle anılmıştır. 1800'lü yıllara doğru bu ismin yanı sıra "Yozgat" adı da telaffuz edilmiştir.
"Yozgat" adının menşei konusunda ise, değişik söylentiler ileri sürülmektedir. Bir rivayete göre, Yozgat Saray Köyü'nden (bugün itibariyle kasaba) itibaren aşağıdan yukarıya doğru kat kat yükselmektedir. Bu kat kat yükselişindin ve rakımının yüksekliğinden dolayı önceleri "Yüz kat" denmiş, zamanla bu isim söylene söylene "Yozgat" halini almıştır.
Diğer bir rivayete göre; Aşiret Reisi Ömer Cabbar(Çapanoğlu) Ağa'nın yüzü çopurdu. Bu yüzden kendisine Çopur veya Çapar Koca derlerdi. Söylentiye göre Cabbar Ağa, sürülerini bir yaz günü yaylakta otlatırken karşısına Hızır çıkıyor ve davar sahibi Cabbar Ağa'dan içmek için süt istiyor. Güler yüzlü Ömer Ağa hemen misafirine ikramda kusur etmeyerek, gönül hoşluğu ile sütü ikram eder. Hızır sütü içtikten sonra çok memnun kalır ve Cabbar Ağa'ya "Çobanoğlu, yozuna yoz katılsın, memleketinin adı Yoz-Kant olsun" diyor. Bu sözü söyleyerek kayboluyor. Temeli böyle olan Yoz-Kant söylene söylene Yozgat halini alıyor.
İsmin kaynağı hakkında her ne kadar tatmin edici bir bilgi yoksa da uzun yıllar bu bölgenin böyle anıldığı bilinmektedir.
2. Dönem Kütahya Mebusu Cemil Bey tarafından verilen bir takrir ile Yozgat ismi Bozok olarak değiştirilmiş, bilahare 23 Haziran 1927 tarihinde Bozok Mebusu Süleyman Sırrı Bey ve arkadaşlarının verdiği bir takrirle Bozok ismi tekrar Yozgat olarak değiştirilmiştir. Yozgat adı nasıl Bozok'tan dönüşmüştür, pek anlaşılabilir, bir bilimsellik taşımamaktadır.
Kültür, Turizm
Yozgat E 88 karayolu üzerinde bulunması ve özellikle Hattuşaş(Hitit Medeniyeti Başkenti)'ın yakın olması ve Hattuşaş ile Kapadokyayı birbirine bağlayan Atatürk yolunun il merkezinden geçmesi nedeniyle yabancıların uğrak yeridir. Bozok yaylası olarak da adlandırılan ve ilkçağlardan beri yerleşim yeri olan Yozgat, bozulmamış doğası,misafirperver sıcakkanlı insanları,çok güzel misafir anlayışları, sahip olduğu tabiat güzellikleri, mesire yerleri, yüksek ovaları, tarihi, kültürel, turistik değerleri ve kaplıcalarıyla gezilip görülmesi gereken en güzel illerimizden biridir.Türkiye'nin ilk Milli Parklarından olan çamlık Milli Parkı, Akdağ Ormanları, Şebekpınarı Mesire alanı, Kazankaya Vadisi, ve Gelingüllü barajı gibi yerler spor, dinlence ve piknik alanlarıdır.Ayrıca Çekerek ırmağının yanında bulunan Kızlar Kayası ve hemen yanında tamamlanmasına az kalmış [Çekerek] Süreyya bey Barajı bölgedeki mesire alanı ile çok güzel zaman geçirebilirsiniz.
Kültür
Düğün nişan ve acı günlerde Yozgat Halkının imece usulü birbirine yardım ettiği bütün halkın özel günlerde belirlenen alan veya yerlerde toplanılır.Güzel günler hep beraber kutlanır.Acı günlerde aynı şekilde hep beraber atlatılmaya çalışılır.Ayrıca şehir çok misafirperver ve muhafazakar yapısı olduğu bilinir.
Yemek Kültürü
Şehrin yöresel yemekleri; Tandır Kebabı, Testi kebabı, çiğdem pilavı, ayva basması, çörek, bazlama, katmer, cızlak, cıvık ekşili, erişte, çap çup, topak çorba, kaypak, helle çorbası, düğürcük çorbası, bulama çorbası, sakala sarkan çorba, haside, sütlü kabak, patlıcan turşusu, arabaşı ve tas kebabıdır. Parmak çörek, peksimet Yozgat'a mahsus özel bir ekmek türüdür.
Turizm
Antik Kentler
Müzeler-Konaklar
Milli parklar
Ana madde: Yozgat Çamlığı Millî Parkı
Yozgat'ın en tanınmış ormanı Yozgat Çamlığı'dır. Milli Park olup devlet tarafından korunmaktadır. Türkiye'nin ilk milli parkıdır...
Endemik bitki türleri
Endemik bitki türü olarak, dünyada sadece Yozgat ve Kastamonuda Bulunan İspir Meşesi ve Yozgat Adaçayı (Salvia Yosgadensis) bulunmaktadır.Ayrıca Yozgat milli parkı Çamlıktaki çamların sadece Çin ve Yozgat'ta olduğu söylenmektedir.[6]
DİĞER TARİHİ ESERLER
Ayrıca Sarıkaya ve Saraykent ilçesinde tarihi hamamlar mevcuttur.
Spor
Yozgat'ın tek profesyonel takımı Y.Yozgatspor'dur. BAL Liginde ise Sorgun Belediyespor Mücadele etmektedir. Yozgat Amatör Liginde ise,Yeni Yozgatspor - Akdağmadenispor-Sarıkaya Belediyespor-Boğazlıyan Pansu Şekerspor-Yozgat il Özel idare -Boğazlıyan Sağlıkspor-Çayıralanspor-Çandırspor-Çekerekspor-Lökspor-Saraykentspor-Sorgun Belediyespor-Şefaatli Belediyespor-Sekilispor-Büyükkışlaspor-Fakıbeylispor-Divanlıspor-Yerköy idmanyurdu-Yerköy Belediyespor-Yozgat Şekerspor-Doğankentspor-Sarayspor-Kuşcuspor-Bişekspor-Bahadınspor-Turluhanspor-Yozgatgücü-Yozgat Genclerbirlgi Yozgatta bulunan spor kulüpleridir.
Futbol
Yimpaş Yozgatspor 1959 yılında kurulmuştur ve 3. ligde varlığını sürdürmektedir. Renkleri kırmızı-siyahtır. Lakapları Anadolu Kaplanlarıdır,Bozoklar. Kulübün 66 Gençlik, Cadde ve Grup Çapanoğlu adında 3 taraftar grubu vardır.
Kaynakça
Yozgat il alanı, İç Anadolu Bölgesi'nin Orta Kızılırmak Havzası ile Karadeniz Bölgesi'nin Çekerek Havzasına girer. 14.123 kilometre²'lik bir alan kapsayan il toprakları 34 02' ve 36 09' doğu boylamlarıyla, 38 54' ve 40 15' kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır. Bozok Platosu'nun yüksek tepelerinden birinin eteğinde kurulmuş olan il merkezinin yükseltisi 1320 metredir. |
Yozgat; İç Anadolu Bölgesi'nin Orta Kızılırmak bölümünde, Bozok Platosu üzerinde yer almaktadır. |
Yozgat'ın doğu-batı uç noktaları arasındaki kuş uçuşu uzaklık 216 kilometre, kuzey-güney uç noktaları arasındaki uzaklık 144 kilometredir. Yozgat alan bakımından Türkiye'nin 15. ilidir.
Yozgat'ın merkez ilçe dahil olmak üzere toplam 14 ilçesi vardır.
Bunlar ; Akdağmadeni, Aydıncık, Boğazlıyan, Çandır, Çayıralan, Çekerek, Kadışehri, Saraykent, Sarıkaya, Sorgun, Şefaatli, Yenifakılı, Yerköy ve Merkez ilçedir.
Yozgat Tarihçe YAZILI TARİH ÖNCESİ: |
Yozgat İsmi Nereden Gelmektedir
İlin asıl adı BOZOK olup, zamanla Yozgat olarak değiştirilmiştir. Oğuzların BOZOK koluna mensup Türkmenlerin bu bölgeye akınıyla birlikte yöre BOZOK ismiyle anılmıştır. 1800'lü yıllara doğru bu ismin yanı sıra Yozgat adı da telaffuz edilmiştir. Yozgat adının kaynağı konusunda ise değişik söylentiler ileri sürülmektedir. |
Yozgat Efsaneleri
>>CAMİ TEMELİNİN SAĞLAM OLMASI:
Çapanoğlu Büyük Camii'nin temeli kazıldığında temelden su çıkar. Temele ardıç ağaçları çaprazlama atılarak temel duvarı örülür. Temel duvarının örülmesinden sonra caminin ustabaşı ortalıktan kaybolur, ve cami inşaatı devam etmez. 7 yıl sonra ustabaşı gelir caminin inşaatına devam ederek camiyi tamamlar. Neden kaybolduğu sorulunca: "Cami temelinin yerleşip yerleşmediğini ölçtük. Böylece camiyi sağlama aldık. Bu cami duvarı kolay kolay çatlamaz." der.
>>CUMA'DA HIZIR'IN HAZIR BULUNMASI:
Birgün Çapanoğlu Büyük Camii inşaatına harç karan amelelerden birinin yanına ak sakallı ihtiyar bir adam gelir. Camiye emeğinin geçmesi için çalışan işçiden küreği alır. Bir müddet harç kardıktan sonra küreği tekrar işçiye vermek ister.
İşçi küreği geri almaz ve ihtiyara:
"Ben senin kim olduğunu biliyorum. Her sabah namazında bu camide olacağına söz verirsen küreği alırım. Yoksa almıyorum." der.
"Her sabah namazı için söz veremem ama, her kandil ve cuma namazlarında bu camide olacağıma söz veriyorum." diyen ihtiyarın elinden işçi küreği alır.
Ak sakallı, fani görünüşlü Hızır, oracıkta kaybolur. Halk, Hızır Aleyhisselâm'ın her Cuma ve kandil namazlarında Büyük Cami'de olduğuna inanmaktadır.
>>ÇAMLIK SÖYLENCESİ:
Yozgat'ın en ünlü dinlenme yeri Çamlık Milli Parkı ile ilgili söylenceye göre; Çamlığa ilk fidanı Aslı'nın ardından diyar diyar dolaşan Kerem dikmiştir. Yolu Yozgat yöresine düşen Kerem, Aslı'sını sormuş. Bulamayınca Çamlığın bulunduğu kıraç yamaca bir fidan dikmiş; "Bu çamdan nice çamlar filizlenir, koruk olur, bizi söyler bizi fısıldar." deyip yollara düşmüştür.
O gün bu gündür Çamlık, hafif bir yelde sevda türküleri söyler, içli sevgi ezgileri fısıldar. Sevdalıların buluştuğu Çamlık için böyle bir efsane söylenir halk arasında.
>>GELİN KAYASI:
Yozgat Nohutlu Tepesi'nin arkasında bulunan Cehrilik yakınlarında deveye binmiş geline benzeyen kayalar bulunmaktadır. Bu kayalara "Gelin Kayası" denilmektedir. Köyün birinden gelin alayı gelmektedir. Eşkıyalar gelin alayını çevirirler. Niyetleri kervandaki gelini alıp, esir pazarında satmaktır. Gelin alayının erkekleri eşkıyalarla vuruşurlar ve hayatlarını kaybederler. Eşkıyalar gelini ve damadı yakalamak üzeredirler. Yakalanacaklarını anlayan gelin ve damat Allah'a dua ederler. "Allah'ım bizi bu eşkıyaların eline düşürme. Bizi ya taş et, ya kuş et." diye dua ederler ve duaları kabul olur. Güzel gelinle birlikte eşkıyalar, develer ve atlar oracıkta taş olurlar. Damat ise kuş olup gökyüzüne uçuverir. Güzel gelinin ağlarken gözünden döktüğü yaşlar sel olur ve orada kırmızı lalecikler bitmeye başlar. Zamanla bu laleler tüm tepeyi kaplar. Eğrice'de Cehrilik laleleri kırmızı kırmızı açar ve beyaz güvercinler gökyüzünde süzülürler. Yozgatlı avcılar buradaki güvercinlere kesinlikle ateş etmezler.
>>KIZLAR KAYASI (Çekerek/Yozgat):
Çekerek'ten Zile'ye giderken Çekerek Irmağının yanında Cenevizler döneminde yapılmış yüksek ve sivri bir kayanın üzerinden ırmak yönüne doğru ve toprak altında yaklaşık 200 merdivenle inilen bir kaya vardır. Söylentiye göre kayanın doğusundaki yüksek tepeye yerleşenler ırmaktan su almak için bu merdivenleri yapmışlardır. Bir Rum beyinin hasta kızı için bu merdivenleri yaptırdığı da rivayet edilmektedir. Bir başka rivayete göre ise keşişin birinin güzel bir kızı varmış. 2 genç bu kızı isterlermiş. Keşişin işe kızını her iki gence de vermek gibi bir niyeti yokmuş. Gençlerden birine bu yüksek kayadan girilerek merdivenlerle ırmağın karşı tarafına geçilecek bir yol yapmasını; öteki gençten ise ırmağın üzerinden geçecek bir köprü inşaa etmesini ister. Kim önce bitirirse kızı ona verecektir. (Kızlar Kayasından 500 mt. aşağıda bu köprünün ayakları mevcuttur.) 2 gençten biri köprüyü, diğeri merdivenli geçit tünelini yapar. Ancak birbirlerinden haberdar değildirler. Keşiş köprüyü yapan gence ötekinin daha önce bitirdiğini kızı ona vereceğini söyler. Bunu duyan genç kafasına külüngü vurarak kendini öldürür. Keşiş daha sonra kayayı oyan gence, kızı köprüyü önce bitirdiği için öteki gence verdiğini söyler. Bunun üzerine bu genç de kendisini yüksek kayalardan aşağı atarak öldürür.
>>YOZGAT'TA KIŞ:
Kışa sormuşlar;
- Nerede bulunursun?
- Erzurum'da
- Orada yok isen
- Sivas'a bakın
- Orada da yoksan ?
- Mutlaka Yozgat'ta olurum! demiş.
Şair Fenni de bir beytinde:
"Haşa lamyezelsin karışılmaz işine,
Yozgat'ın 1 ay yazı var, onu da kat kışına." der.
>>SARIKAYA KAPLICALARININ EFSANESİ (KRAL KIZI HAMAMI):
Roma Kral Kızı Hamamı diye bilinen Sarıkaya Kaplıcalarının efsanesi halk arasında şöyle anlatılır: Kayseri'de oturan Roma krallarından birinin kızı amansız bir hastalığa yakalanır. Kral kızını birçok hekimlere götürür, tedavisi için her şeyi yapar. Ama güzelliği dillere destan bu kızın derdine çare bulunamaz. Kızın hastalığı gün geçtikçe ilerlemekte kız artık yürüyemez bir haldedir. Ayakları tutmamaktadır, dizleri küt olmuştur. Bugünkü adıyla kızın hastalığı romatizmadır. O günlerde Sarıkaya sazlık ve bataklıktır. Sıcak suyun olduğu yerde küçük bir gölet oluşmuştur. Balçık halinde çamurlu bir hamamdır burası. Kral, küçük kızını son çare olarak bu sıcak suyun bulunduğu yere gezsin diye gönderir. Artık ömrünün sayılı günlerini yaşayan zavallı kız avunmak için bu çamurlu gölet kenarında dolaşmakta, zaman zaman da arkadaşlarıyla çamurlara girmektedir. İşte gezmek ve avunmak için girdiği çamurlar ve sıcak su kıza iyi gelir. Bir müddet burada kalır. Gün geçtikçe kızın hastalığı iyi olmaya başlar. Küt dizleri açılır. Yavaş yavaş adım atmaya, yürümeye başlar. Sonunda tamamen iyileşen güzel kızın buradaki sıcak sudan iyi olduğu anlaşılır. Bunun üzerine kızın babası, buraya mermerden bir havuz yaptırır ve etrafını kesme büyük taşlarla çevirttirir. Önceleri kimsenin olmadığı bu havuz çevresinde bir şehir oluşur. Kralın kızının adı bu yeni şehre verilir. 70.000 nüfuslu bu şehrin adı "Öper" veya "Hoperi"dir. Şehrin ulaşımı ise Sarıkaya'nın Beştepeler mevkiinden geçen Yozgat ve Kayseri şoselerinden sağlanmaktadır. Bu büyük şehir bir deprem sonucu yok olmuştur. Sadece hamamların olduğu yer kalmıştır.
>>KERKENES DAĞI EFSANESİ:
Keykubat'ın oğlu Keykavus Acem toplumundandır. O zaman Türk islam Efrasyab yidinde bulunuyordu. Nahiyeyi sebah Yemen ve hatta M.Ö. 4000 yıllarında yaşamış olan Süleyman (A.S.) yidinde bulunan şehirlerdir. Keykavus Süleyman peygamberden çalışkan, yiğit insanlar istedik. "Benim yidimde bulunsunlar, onlara şehir yaptıracağım." dedi. Süleyman (A.S.)'da istediği insanlardan Keykavus'un emrine verdi. Rüstem Destan subaşılık görevi yürütüyordu. Keykavus'un Siyaveş isminde bir oğlu oldu. Oğlunu Rüstem Destan'ın emrine verdi. İyi yetişmesi ve askerlik bilgisinin artırılması için onun yanında bulunmasını istedi. Keykavus şehir inşasına uzun ve yorucu çalışmalar sonucunda 7 fersah (1 Fersah=5 KM.) o şehrin etrafına da 4 kat metin boru yaptılar. Şehrin inşasını tamamladıktan sonra insanlar gelip şehre yerleştiler. O şehrin ismini de Kerkenes koydular. İnsanlardan bu şehrin güvenliğini sağlamak için belli bir grup nöbetçi koydu. Ama deprem neticesinde Kerkenes harap oldu. İnsanlar şehrin yerle bir olmasını engelleyemediler. Bunun üzerine Keykavus güvenliği sağlamakta görevli bulunan nöbetçileri ve diğer ilgilileri öldürttü. Keykavus hayatta kalan birlikleri ile Yemen'e vardı. Padişah ile birlikte savaşan Keykavus ve taraftarları yenildi.
Kaynak: http://www.yozgat.gen.tr
Yozgat Hakkında Genel Bilgi