Site Haritası
Üyelik Girişi
Anket
Yeni websitemizi nasıl buldunuz?
YOZGAT DEMEK !

Y iğit
O nurlu
Z eki
G üvenilir
A hlaklı
T ürkiye Sevdalı.

ŞİİRLER


Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi

Yıllar geçiyor ki, yâ Muhammed,
Aylar bize hep Muharrem oldu!
Akşam ne güneşli bir geceydi...
Eyvah, o da leyl-i mâtem oldu!
Âlem bugün üç yüz elli milyon
Mazlûma yaman bir âlem oldu:
Çiğnendi harîm-i pâk-i Şer'in;
Nâmûsa yabancı mahrem oldu!
Beyninde öten çanın sesinden
Binlerce minâre ebkem oldu.
Allah için, ey Nebiyy-i Ma'sûm,
İslâm'ı bırakma böyle bîkes,
İslâm'ı bırakma böyle mazlûm.

Mehmet Akif ERSOY 


Çıkıp gitsem diyorum şimdi bir gece

Hiç kimse bilmese yerimi

Ne olur yaşasam gönlümce

Yeni baştan çocukluk günlerimi

                                                           YAVUZ BÜLENT BAKİLER


BEYAZ DİLEKÇE

Rahman Ve Rahim Olan Adına Sığınarak,
Açtım İki Elimi, Kor Gibi İki Yaprak.

Bir Edep Ölçeğinde Umutlu Ve Utangaç,
İşte Dünya Önünde, Benim Ruhum Sana Aç.

Bu Seyriyen Ellerle, Senden Seni İsterim,
Senden Seni İsterken, Canımdan Çıkar Tenim.

Sana Âşık Ruhumdur, Merceği Yakan Işık
Gözlerim, Cemalini Görmeden De Kamaşık

Bir Mirasyediyim Ben, İflasın Eşiğinde,
Hep Sabırla Çürüyor, İhlas Bileşiğinde.

Kimin Kimlik Ararken, Hem Güler Hem Ağlarım
Yükseklerden Dökülen, Sular Gibi Çağlarım.

Çok Tuzlu Bir Denizim, Her Anım Med ve cezir,
Sana Âşık Olalı, Yüreğim Kutla Esrir.

Döşeğim Kara Toprak, Yorganım Kara Bulut,
Ben Seninle Doluyken, Vurgun Yapamaz Umut.

Her İnsan Günah İşler, Sen’den Saklanır Mı Sır?
Tövbe Dilekçesiyle Sırttan Kalkar Bu Nasır.

Kainatı Yarattın, Donattın, Rızk Verdin,
Kimine Sonsuz Körlük, Kimine Işık Verdin.

”Yanlış Adım Atmayın! ”, Diye İndi Her Kitap,
Sana Açılan Eli, Geri Çevirmezsin Rab.

Ulu Birsin, Sineden Peygamberler Gönderdin,
Gök Yüzüne Yıldızlar, Yere Çiçekler Serdin.

Senden Önce Bir Sen Yok, Kâinatta İlk Sen’sin!
Bu Kâinat Bir Meta, Hepsine Malik Sen’sin!

Rabb’im Seni Tanıyan, Bilir Doluyu – Boşu.
Kapına Geldi İşte, Yorgun Bir Aşk Sarhoşu.

Garibim, muzdaribim Ama Umutsuz Değil,
Seninle Dost Olanlar, Cihanda Mutsuz Değil,

Kulunun Kurbanıyım, Rabb’im Senin Mülkünde,
Garip Kulun, lütfeyle Gülümse Dilekçeme.

Senin İçin Verince, Verenin Feyzi Artar,
Gönülden Bir Sadaka, Dağca Bir Ömrü Tartar.

Kainatta Ne Varsa, Hepsinin Zikrinde Sen!
Hamd Ve Şükür Sanadır, Her Şey Sen’inle Esen!

Sen Ki Sana Geleni, Çevirmezsin Eli Boş,
Âşık Boşa Dememiş: Lütfûn da Kahrın da Hoş!

Bir Beyaz Dilekçedir, Sana Her Yalvarışım,
İmanımla Amelim, Hem Perdem, Hem Nakışım.

Çalı Bile, Kendine Sığınan Kuşu İtmez,
Sen Gafursun, Azizsin, Senin Keremin Bitmez!

Geldim İşte Kapına, Kul Senden Irak Olmaz
Sana Adanmamışsa, Yürekte Yürek Olmaz!

Her Müslüman Bir Kartal, Vurulur Da Pesetmez,
Oruçtan Tad Alanlar, Kemik Peşinde Gitmez.

Bezm-İ Elest'te Sana, Secde Eden Ruh İçin;
Verdiğin Söze Sadık, Doğru Giden Ruh İçin:

Hiç Kimseyi Vatansız, Milletini Devletsiz,
Gönülleri Sevdasız, Şehirleri Mabetsiz;

Bayrakları Rüzgârsız, Ocakları Ateşsiz
Bırakma Ulu Rabbim, Asi Kul Değiliz Biz.

Benden Önce Esirge, Muhammet Ümmetini,
Esen Gitsin Her Kervan, En Sona Ula Beni!

Kâinat Bir Mozaik, Her Şeye Sahip Allah!
Ey Gizli Ve Aşikâr, Her Derde Tabip Allah! ...

                                      Bahattin Karakoç

 


 KÖYE GİDELİM

Köyden ayrılırken büyük umuttuk
Düştük meşakkate köyü unuttuk
Bin bir çileyle bir mekân tuttuk
Gelin dostlar gelin köye gidelim

**********************
Ankara’dan çıkan yollar uzanır
Gönül her pınardan suyunu alır
İnsan ah ederse Bağdat’a varır
Gelin dostlar gelin köye gidelim

************************
Yerköy’den Yozgat’tan Çamlık dağından
Soğuk su içeriz akan pınarlarından
Yeşil ormanların kenarlarından
Gelin dostlar gelin köye gidelim

*************************
Kalkıp Kırıkkale’den ilerleyelim
Güzel Güzelyağlı’da mola verelim
Geç kalmadan Bacılı‘da inelim
Gelin dostlar gelin köye gidelim

*************************
Birlik meşalesi yansın içinde
Bunu görüyorum senin gözünde
Kendimize yakışacak biçimde
Gelin dostlar gelin köye gidelim

**************************
Gelemezsem selam söyle dostlara
Şahit oldum gözden akan yaşlara
İmrendim oyana uçan kuşlara
Gelin dostlar gelin köye gidelim

*************************
Seslendim kuşlara biraz bekleyin
Köyde kalanlara bir haber verin
Bizi soranlara selam söyleyin
Gelin dostlar gelin köye gidelim

************************
Yerköy’e varınca bayrak açalım
İçinden bir şenlik ile geçelim
Yerköy Şelinde de çayımızı içelim
Gelin dostlar gelin köye gidelim

*************************
Bacılı Köyü adına bir dernek kurduk
Onun sayesinde birliği bulduk
Buna sevinirken hep gurur duyduk
Gelin dostlar gelin köye gidelim

**************************
Güzel olur bizim köyün havası
Orman arasında güzel ovası
Tadına doyum olmaz böyle sefası
Gelin dostlar gelin köye gidelim

**************************
Bacılının özlemi çabuk ulaşmak
Enginlere inip dağlara ulaşmak
Salah’a çıkıp biraz dolaşmak
Gelin dostlar gelin köye gidelim...

                                         Başkan Kamil KOÇAK

 


 SAKARYA TÜRKÜSÜ
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat:
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne?
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine:

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabb'im isterse, sular büklüm büklüm burulur.
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan:
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su:
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek:
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya, saf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz:
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya:
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!

NECİP FAZIL KISAKÜREK

 


 

İLKBAHARDA KÖYÜMÜZ

Toprak kokar ince ince yağmur yağar,
Doyamam ilkbaharda yağmurun sesine,
Toprak kokusunu çiçekler ararken,
Doyamam ilkbaharda köyüme.

Bahar gelince meleşir kuzular,
Çayır,çimene bürünür yazılar,
Yağmur yağmazsa yüreğim sızlar.
Doyamam ilkbaharda köyüme.

Bülbüller öter güllere karşı.
Mor menekşe,sümbül birbiriyle yarışır,
Yağmur kokusuna gönlüm alışır.
Doyamam ilkbaharda köyüme.

Çiçeklerin kokusu içime açar.
Bahçede,bağda kelebek uçar.
Her çiçekten arı balını içer.
Doyamam ilkbaharda köyüme.

Kul Kamil yağmur altında dolaşır,
Kekik kokusu burnuma ulaşır,
Gül çiçeğe,çiçek güle dolaşır.
Doyamam ilkbaharda köyüme.  

Başkan Kamil KOÇAK

 


 

ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA

Orda bir köy var, uzakta,
O köy bizim köyümüzdür.
Gezmesek de, tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür.

Orda bir ev var, uzakta,
O ev bizim evimizdir.
Yatmasak da, kalkmasak da
O ev bizim evimizdir.

Orda bir ses var, uzakta,
O ses bizim sesimizdir.
Duymasak da, tınmasak da
O ses bizim sesimizdir.

Orda bir dağ var, uzakta,
O dağ bizim dağımızdır.
İnmesek de, çıkmasak da
O dağ bizim dağımızdır.

Orda bir yol var, uzakta,
O yol bizim yolumuzdur.
Dönmesek de, varmasak da
O yol bizim yolumuzdur.

Ahmet Kutsi TECER 

 

 

Bir garip aşğım Ey Yar senden dönmezem

Hançer ile yüreğimi yar senden dönmezem

                       Ger beni yandırsalar toprağımı savursalar

                    Külüm oddan kavursalar Settar senden dönmezem

                                                                                         AŞIK NESİMİ

    Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,

Günler bu hayalleri de, er geç silecektir.

Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma,

Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecek

                                                      MEHMET AKİF ERSOY

 


 

SÖZLER

Dost istersen ALLAH yeter,

Yaran istersen KURAN yeter,

Mal istersen KANAAT yeter,

Düşman istersen NEFİS yeter,

Nasihat istersen ÖLÜM yeter.

 

Bir gün de senin salanı okurlar

Sanma ki, kefeni özel dokurlar.

 

Namaz ki, mü’ minin miracıdır

Kılmayanın hali ne acıdır.

 

İlki toprak sonu toprak,

Hazan olur, yeşil yaprak.

 

Ağla, düşsün toprağa gözyaşların

Can bulsun hazan olan yeşil yaprak

 

Ruhunu kabzetmeye gelince Azrail,

Evlatla servet, geride kalır; bunu bil

Hava Durumu
Takvim
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar35.037435.1778
Euro36.390736.5365
Saat
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi5
Bugün Toplam40
Toplam Ziyaret134492